Kazakistan‘ın başkenti Astana’da Çin’den AB’ye kadar uzanan bir ticaret bloku oluşturacak Avrasya Ekonomik Birliği hayata geçiyor.
Kazakistan, Rusya ve Belarus liderleri arasında yapılacak anlaşma ile Rus lider Vladimir Putin Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği gibi dev ekonomiler karşısında güçlü bir Birlik oluşturmayı hedefliyor.
Ukrayna Avrasya Ekonomik Birliğine girmeyi reddetti. Eski Sovyet Devletleri ise Rusya’yı bölgesel gücün merkezine oturtan bu birlikten, egemenlikleri kaybetmek korkusuyla yanaşmıyor.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbaev: “Bu birlik tamamen ekonomik, ve Birliğe dahil olan ülkelerin bağımsızlığı, egemenliği gibi konular bu anlaşmanın temelini oluşturmuyor.” ifadelerini kullandı.
Rus lider ise her ülkenin bu birlikten sağlayacağı avantajlara değindi: “ Bu entegrasyon sürecinin faydaları şimdiden görülmeye başladı. Rusya, Belarus ve Kazakistan arasında ekonomik işbirlik artıyor, ticari yapı günden güne gelişiyor, yüksek teknoloji ürünlerinde üretim çoğalıyor, ülkelerimizin rekabet avantajı küresel ekonomide daha da önemli hale geliyor. “
Rusya ve Kazakistan enerji alanında dünya genelinde yüzde 20 gaz üretimine, yüzde 15 petrol rezervlerine sahip. Kazakistan 1991’de bağımsızlığını kazanıldıktan bu yana toplam petrol üretimini 3 kat attırarak, 2013’de günlük 1,6 milyon varil petrol üretti. Petrol rezervleriyle dünya sıralamasında 15. olan Kazakistan, 2014 yılı sonuna kadar üretimimi 83 milyon ton petrole çıkarmayı hedefliyor.
Ülkenin yıllık petrol üretiminin 2030’da 112 milyon tona çıkması bekleniyor.
1 Ocak 2015’te yürürlüğe girecek olan Avrasya Birliği’nin temelleri 2010 yılında Gümrük Birliği ile atılmıştı. Avrasya Birliği anlaşmasının ardından 170 milyon insan için serbest ticaret bölgesi oluşacak ve bölge ülkeleri arasındaki ticari engeller kalkacak.
Avrasya Birliği’ne Ermenistan‘ın bu sene, Kırgızistan‘ın ise önümüzdeki yıllarda üye olması bekleniyor.
Rusya liderliğinde oluşturulan Avrasya Ekonomik Birliği, Sovyetler Birliği’nin tekrar oluşturulması manasına geldiği şeklinde yorumlanıyor.