Varlık Fonu borç krizini önleyecek tedbirler alacağına ateşe körükle gidiyor, fonun kendisi borç batağına sokuluyor. Halbuki dünyanın tüm uygulamalarında Varlık Fonları, kriz dönemlerinde ihtiyacı olan kesimleri sübvanse etmek üzere çalışır. Bizdeki ise kurulduğu günden bu yana borç batağına sokuluyor. Bırakın ihtiyacı olana yardım etmeyi, kendisinin yardıma muhtaç olduğu bir durum söz konusu.
Bu anlamda 2021 yılının en önemli gündemi borç krizi olacak. Pandemide “her ne pahasına olursa olsun büyüyeceğiz” denerek piyasaya borç para pompalandı ve 2021 yılı düşünülmedi. Günün sonunda Türkiye, pandemi döneminde faizleri artıran tek ülke konumunda. Borca batırılmış piyasa şimdi tefeci faiziyle borçlarını yapılandırmak durumunda kalacak.
Bankacılık kesiminin piyasadan 3,77 trilyon lira alacağı var. Bu tutar 2019 sonunda bu tutar 2,73 trilyon liraydı. Yani 1 senede piyasaya bankacılık sistemi aracılığıyla 1 trilyon lira para pompalanmış ve bu para günün sonunda verimsiz sektörlerin eline geçmiş. Turizmci zor durumda, esnaf açlıkla sınanıyor, geniş ücretli kesimler aynı şekilde. Ve şimdi 2021’de yeni borç dağıtacak kaynak kalmış değil. Varlık Fonu’nun içinde ne olduğu detaylı biçimde bilinmiyor, Hazine ise tam takır durumda.