Türkiye’de deprem sarsıntısı hissedildiğinde ilk refleks; avizelere, tavandan sarkıtılan lambalara bakmaktır. Kristal taşların birbirine vurduğu görüldüğü an deprem olduğunu onaylanır, sallanmaya devam ediyorsa Richter ölçeğine kadar söylenir.
Hatay Samandağ’da yaşayan 11 yaşındaki Beril ve Çağlar, bu refleksi bir adım öteye taşıdı. Sadece avizeye bakmakla yetinmediler ve onu bir hayat kurtarma aracına dönüştürdüler.
6 Şubat depremlerinde ailesinden 15 kişiyi kaybeden Çağlar ve sınıf arkadaşı Beril, yaşadıkları depremin gece olmasından yola çıkarak bir bilim projesi geliştirdiler ve bilim yarışmasına katılarak ödül kazandılar.
Avizeye yerleştirdikleri bir sensör sayesinde deprem titreşimleri algılandığında sesli uyarı sistemi devreye giriyor ve ev halkını uyandırıyor. Ayrıca güvenli bir şekilde tahliye yapılabilmesi için kapı ve pencereler otomatik açılıyor, elektriklerin kesilmesi durumunda da çıkış yollarını aydınlatan led ışıklar devreye giriyor.
İkilinin hayat kurtaran bu projesinin ilk tohumları, okullarına gelen ‘Bilim Kuşağı Atölyeleri’ ile atıldı.
Peki, nedir bu bilim kuşağı atölyeleri?
Türkiye’nin, dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi okullarda okuyan öğrencilere, yeni teknolojileri öğrenebilecekleri bilim setleri gönderilir.
Türkiye İş Bankası ve Petrol Ofisi Grubunun iş birliği ile gerçekleşen bu ‘bilim seferberliği’ ile gönüllü rol model öğretmenler aracılığıyla dezavantajlı bölgelerdeki parlak gençlere teknolojik bir donanımla araştırma yapma fırsatı tanınıyor.
İlk adımda yıl sonuna kadar 750 bin çocuğa ulaşılması hedeflenen bu sosyal sorumluluk projesi sayesinde depremde hayat kurtarabilecek bir icat yapan ‘Yaşam Savunucuları’ ekibine Berna Abik'in sunumuyla yakından bakalım.