2012 - Anne Kaypakkaya, "İbrahim'in mezarının bulunduğu yerde kocaman bir jandarma karakolu var. Karakoldan izin alıp gidiyorum. Mezara gittim, su döktüm, çiçeğimi koydum. Bu suç mu?" diye sordu.
Savcılık, Kaypakkaya'nın annesi ve kardeşlerinin 'şüpheli' sıfatıyla ifadelerinin alınmasını istedi. Ankara'da yaşayan Şükran Kaypakkaya, dün Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından adliyeye götürüldü. Oğlu Ali Ekber Kaypakkaya ve avukatıyla Savcı Mustafa Başer'in karşısına çıkarılan Kaypakkaya, talimatla ifade verdi. Tansiyon ve şeker hastası olduğu öğrenilen Kaypakkaya'ya savcının, "Mezarlıktaki anmada pankart taşıdınız mı? Yasadışı slogan attınız mı?" diye sorduğu, Kaypakkaya'nın, "Ne pankart taşıdım ne de slogan attım. Oğlumun mezarına çiçek koydum, su döktüm, ağıt yaktım" dediği öğrenildi. Yaşlı kadın bir ara ifadesini alan savcıya, "Senin annen var mı evladım?" diye sordu. Savcı Başer'in cevap vermemesi üzerine Kaypakkaya, "Ben anneyim. Sizin de anneniz var. Siz de kabre gidersiniz. Sizin annenizin benim yerimde olmasını istemem. Adliye'ye gelmek çok ağrıma gidiyor" dedi. Kaypakkaya, oğlunun mezarına her yıl gidip çiçek koyacağını söyledi.
HER YIL İFADEYE GELECEĞİZ
Adliye'nin merdivenlerinden güçlükle inen Kaypakkaya, anma törenine katılan grupları ve CHP'lileri tanımadığını söyledi. Oğul
Kaypakkaya ise "İbrahim Kaypakkaya gözaltında öldü. İntihar ettiğini söylediler. Sorumlularla ilgili soruşturma açılmadı. Anma törenine katıldığımız için suçlanıyoruz. Her sene bu anmaya katılıyoruz; katılmaya devam edeceğiz. Demek ki artık her sene savcıya gidip ifade vereceğiz" dedi.
İbrahim Kaypakkaya (1949 - 18 Mayıs 1973), ...yaralı olarak kaçan ve beş gün köylerde saklanan
İbrahim Kaypakkaya, 29 ocak 1973'te kaldığı köyde bir öğretmenin ihbarı
üzerine ele geçirildi. Yaralı olmasına rağmen yürütüldü. Buradan
ayakları donmuş olduğu halde Diyarbakır'a getirildi. Daha sonra
hastaneye yatırıldı, bu arada ayaklarının kesilmesine izin vermemesine
karşın yemeğine ilaç konularak donmuş olan ayakları kesildi.İyileştikten
sonra aylarca insanlık dışı işkenceye maruz kalan Kaypakkaya, sorgusunda hiçbir
biçimde kendisini ve örgütünü bağlayacak ifade vermedi. 16 mayıs 1973'te
yeniden sorguya götürüldükten iki gün sonra Diyarbakır'a gelen babasına
intihar ettiği söylendi ve parçalanmış cesedi teslim edildi.18 Mayis Günü Ibrahim Kaypakkaya agir iskence gördükten sonra , kursuna dizilerek öldürülmüstür.